Ana içeriğe atla

Okulun Değişen Yüzü; Amerikancı Eğitimden Türk-İslam Sentezine

 

Okulun Değişen Yüzü

Amerikancı Eğitimden Türk-İslam Sentezine

Prof. Dr. Sadık KARTAL

 

   Eğitim bir politika sorunudur.

  Türkiye’de tek parti döneminde Cumhuriyet ilkelerini vatandaşa benimsetmek, rejime bağlılık için milli birlik ve beraberlik sağlamak düşüncesi ön planda iken İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin bloklaşan dünyada tercihini Amerika’dan yana koyması ile ülkede liberal ve Amerika’ya göre eğitim politikaları oluşturulmaya başlandı. Gençler arasında sol düşüncenin yaygınlaşması, toplumsal değerlerde aşınmanın olduğu iddiası, Türk’ün tarihi ile yeniden barışması gerekliliği ve bu barışmada İslam’ın önemliliği iddiası eğitim politikalarında Türk İslam sentezi düşüncesinin yerleştirilmesine gerekçe gösterildi. 

 Okurlarıyla yeni buluşan bu kitapta politikanın eğitimi etkilemesi/yönlendirmesi ile ilgili uygulamalara yer verilmektedir.

   PALES YAYINLARI- kitapyurdu


Yorumlar

  1. Tebrikler Sayın Hocam.. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Tebrik ederim Sıddık bey nice başarılı çalışmalar dilerim...

    YanıtlaSil
  3. Sadık hocam emeğine saglik. Toplumcu ve bilimsel bir egitim politikasina ihtiyac duydugumuz bu gunlerde eğitimcilere ve eğitim sistemine yön verenlere ışık tutmasini diliyorum

    YanıtlaSil
  4. Tebrikler Sadık Hocam! İmzalı örneği elime geçse de okusam...

    YanıtlaSil
  5. Hocam hayırlı olsun. Elinize, emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Elinize emeğinize sağlik

    YanıtlaSil
  7. Teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
  8. kendimden uzakta, kayboldu yıllarım

    YanıtlaSil
  9. Sadık Hocam emeklerine sağlık. Okuru bol olsun. Güzel bir çalışma olduğuna, okurlara önemli katkılar sağlayacağına eminim.

    YanıtlaSil
  10. Tebrikler sayın hocam. Başarılarınız daim olsun.

    YanıtlaSil
  11. Sadık hocam emeğinize yüreğinize elinize sağlık 👏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

PROJECİLİK VE PROJE OKULLARI

  Birkaç yıl önce bir öğrencim beni ziyaretinde öğretmen olarak atandıktan sonra evlilik gibi bir projesinin olduğunu söylemişti. Gülümsemiştim ama projecilik öyle sıkça kullanılmaya başlanmıştı ki öğretmen adayının da diline pelesenk olmuştu.   1980’lı yıllardan başlayan ve 1990’lı yıllarda ivme kazanan liberal politikaların etkisi ile devletin okula yeterince kaynak ayırmaması nedeniyle okulların kendi yağlarında kavrulmaları yani kaynak arayışları için liberal kesimin ve yöneticilerin kaynak için adres gösterdikleri proje üretmek oldu. Gelinen noktada yönetici, yazar, çizer ve akademisyen takımının sürekli referansta bulundukları OECD 2024 verilerine göre tüm kademeler için öğrenci başına yapılan kamunun eğitim kurumları harcamasında Türkiye, Meksika’dan sonra en düşük harcama yapan OECD ülkesidir . Projeler, MEB dışında diğer bakanlıklar, firmalar, dış kaynaklar, gönüllü kuruluşlarla işbirliği ile yani onların verdikleri destek ile yürütülmekte. Projelerin içeriğine bakı...

ZORUNLU EĞİTİM ÜZERİNE

  Renk, hız, son dakika ve yapay gündemlerle bizi zihnen ve sosyal olarak kadrajın önüne hapseden televizyonda bir alt yazı. Yükseköğretimde 4 yıllık programlar 3 yıl oluyor, öğretim süresi kısalıyor. Birkaç gün sonra benzer bir haber daha. 12 yıllık zorunlu eğitim kısalacak diye. Sevindirici haberler. Ulusal eğitimin tavan yaptığı 20. Yüzyılda devletin iyi vatandaşlıktan kopmaları engelleme çabası ve sermayenin okulu  kār alanı / sektör olarak görmesinden bu yana okulda kalma süresi git gide uzatıldı. Bu süreçte eğitimin yaygınlaştırılması, ders yüklerinin arttırılması ve bu yükün Amerika menşeli testlerle doldurulması, merkezi sınavlara hazırlık için zamansızlık ikliminde oyundan/sosyal alandan uzak, testle tost arasında sıkışmış ancak okumayan, düşünmeyen yalnızca söyleneni tekrar eden Paulo Freire ’in tabiriyle bankacılık yapan nesiller yetişti/yetişiyor.   Bu açıdan öğretim süresinin kısaltılması hani reform demesek te yeniden yapılandırma için güzel bir adım old...

OKULLARDA FORMA ZORUNLULUĞU BİR DİSİPLİN ARACIDIR

    Bizim zamanımızda okul heyecanı siyah önlük ve beyaz yaka ile başlardı. Sonraları siyah önlüklerin yerini mavi, ardından değişik renkte önlükler almaya başladı. Bizim siyah önlük beyaz yaka ise siyah beyaz fotoğraflarda tebessümle bakılan birer anı olarak kaldı. Okul kıyafetleri, eğitim sisteminin en eski geleneklerinden biri. Eğitimin devlet tarafından verildiği ve ulu­sallığın yeniden üretilmesinin amaç olduğu eğitim sistemlerinde okullarda belirli bir kıyafet var olmuştur. Türkiye’de siyah önlük ve beyaz yaka ilk defa 1981’de tam olarak tanımlandı ve zorunlu hâle getirildi. Ancak bu tarihin öncesinde ilkokul öğrencileri- daha esnek olmakla birlikte- önlük giyerek okula gittikleri bilinmektedir. Cumhuriyet okullarında zorunlu kılık kıyafetin aynen eğitim politikaları gibi dikiş tutmayan tarihi var. 1989 yılından itibaren deniz mavisi, lacivert, siyah ve gri renklerden birinin önlük rengi olarak seçilmesine karar verildi. 2008 yılında ilköğretim okullarında mavi önlük...