İzlediğim bir filmden, okuduğum bir kitaptan
veya dinlediğim bir anlatıdan hatırlamıyorum. İnsanın çocuğu olunca ya da ebeveynlerden
birisi ölünce çocukluğun bittiğini söylüyordu. İkisini de bir hayli yıl önce yaşamış biri
olarak çocukluğumun hatırladığım kısmının başlangıcı dün gibi hafızamda. Gün geçtikçe pekişmesi belki de hiç bitmesini istemediğim
bir dönem olsa gerek. Günümüzdeki evlerin artısının tek bir odada toplandığı evimizin
mavi benekli ahşap kapısından dışarı çıktığımda solumda anam, sağımda
babamların varlıkları benim için en büyük zenginlikti.
İki
kayıptan sonra anamın kıymetlisi ve her iki kökenimin kanatları altındaydım. Anlatı
ustası Sede Have’nin masalları ise benim için unutulmazlardandır. Bir eğitimci
olarak çocuğun dikkat/dinleme süresi beş dakikadır desem de anlatıları uzun
süre dinlemem makbul kitap bilgisine ters düştüğünden örnek olarak vermem imkân
dışı. Ama geniş aile mi çekirdek aile mi soruma yine kendimden örnek vererek
geniş aileden yanadır tercihim. Dedemler, ninemler, teyzemler, amcalarım,
dayılarım, Kale Sede ve diğerleri ile biz bir aile idik.
Sosyalliği
böyle geniş bir çevrede köyün tam ortasında yer alan evimizin sol yanında dedem,
nenem, dayılarım ve teyzelerim. Teyzem Zaxe Selmen’in evinin farklı yapısı, anamın
amcası Usifi Teter’in develeri hafızamda kuvvetlice yer edinenler. Yüzünü Kızıldağ’a,
sırtını Keysun düzlüğüne yaslayan Doldur Köyü çocukluğumun ve anılarımın
başladığı yer. Yaşadığım bu mekânda bir de bilmeceyle karşılaştım. Bizce anlaşılması
kolay ancak bu yaşantı dışında olanlarca anlaşılması güç bir bilmece. İki oklu bir grafik ile anlatamadığım bu
bilmeceyi sütun ve satırlarla anlattım hep. Bu kez düz anlatımla deneyeceğim.
Temizliği,
titizliği, heybeti, sıhhatli görünümü, doktorların söylemine ters bir yaşantı
ile doksan kilometreyi günün dörtte üçü ile yürüyen ve tatlı kahve eşliğindeki
muhabbetiyle Haci ye Teter. Kösyanlı aşiretinin bu muteber insanı dedem olmadan
önce iki kardeşi Çuçan ve Usifi Teter ile yetim kalır. Ahalinin yetimliğe
bulduğu çözüm ise kendinden yaşça büyük Qula Fatçuçe ile evlendirmektir.
Evliliğin meyvesi üç çocuktur. İlki Besa Teter, çocuksuz haliyle sessiz sedasız
iz bırakmadan ayrıldı bu dünyadan. Ruhu şad olsun. İkincisi Zexa Teter. Heybeti ile Ciya ye Spi’nin
hâkimi, kocasının yardımcısı, onlarca davarın sağıcısı. Sürekli uzaklardaki
bakışları ile sabrını sebatını hiç unutamayacağım. Nur içinde yatsın. En
küçükleri Haci ye Teter. Babasıyla aynı adı taşıyan bu cengâver dürüstlüğün,
saflığın ve çalışkanlığın timsaliydi. Evlatları ahaliye göre az da olsa hepimiz
onun candan canlarıydık. Tüm alamancıların babası. Meskeni cennet olsun.
Bilmecenin bir kısmı böyle, gelelim diğer yanına,
Xaca Zeneve kocasız beş yetimin anasıdır, dört
kız bir oğlan. Kadın başına hayata tutunmak zordur. Sefalet, yokluk, kıtlık
içindeyken yukarıda anlattığım Haci Teter’in ikinci eşi, Qula Fatçuçe’nin de
kumasıdır artık. Haci Teter yeni eşi Xaca Zeneve’nin önceki kocasından iki
kızını kardeşleri ile evlendirir.
Üç
çocuk babası Haci ye Teter ile beş çocuk sahibi Xaca Zeneve evlenince yeni
evlilikten üç çocuk dünyaya gelir. Ananım her daim başına yemin ettiği dayım Hacıke
Teter, hep uzağımızda olan ve özlemini her daim duyduğumuz teyzem Zaxke Teter ve de en
büyükleri anam.
Xace Zeneve’nin önceki kocasından çocuklarından
en büyükleri teyzem Zaxa Selmen, kulağımdaki sedası ile “unutmayın yeter” der. Seni
unutmak mümkün mü? Karizman ve asaletinle ailenin her daim en büyüğü olarak hem
nenemiz hem de anamız oldun. Ӑşa Selmen söz bilirliği ve cesaretiyle hepimize
kol kanattı, nur içinde yatsın. Anamın diğer yarısı Ela Xace ile Besa Xace. İkisini
de hiç görmedim. Onlar nenemin ağıtı, anamın gözyaşı oldular. Hayata sevgiyle
tutunan evlatları ruhumuzdaki boşluğu “teyzem çocukları” olarak doldurdular. Xaca Zeneve’nin erkek
evladı Huse Selmen isyanı, gülümsemesi ve samimiyetiyle bende yer edinen
ortanca dayımdır. Amansız bir hastalık
kaderi oldu. Nur içinde yatsın.
Bilmecenin çözümü de burada. Dedem Haci
Teter, nenem Xace Zeneve ile evlendikten sonra dedem yeni eşinin yani nenemin önceki
kocasından olan iki kızını kendi kardeşleriyle evlendirince anamın amcası
teyzemin kocası olur. Aile geniş ve nam sahibi, bizim de gurur kaynağımız.
Sol yanım özetle ve bildiğim kadarıyla böyle.
Sağ yanım ise başka yazıya sığacak kadar geniş ve derin.
Çocukluğumun bir kısmı ve gençliğimin
tamamı zengin kız fakir oğlan filmleriyle geçti. Fakirin zor şartlarına rağmen
fakirliğini korumasını isterdim hep. Çünkü çokluk tutsaklıktı benim için. Bu
misal, Keysun Ovasında, Çiyaye ye Spi siluetinde, Kızıldağ’ın bolluk ve
özgürlük safında, fakirliğimin sebatı eşliğinde, anamın diliyle zenginliğimi
yaşayabilmeyi çok isterdim.
Prof. Dr. Sadık Kartal
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
E-
posta; skartal@mehmetakif.edu.tr-
iznik.1966@gmail.com
Blog; http://sadikartal.blogspot.com/
Web;
https://abs.mehmetakif.edu.tr/skartal/
Yorumlar
Yorum Gönder